Sürdürülebilir Tüketim: En Yeni Model Çelişkiler
Henüz kapıdan içeri girmiştim ki gözlerim kamaştı. Katılımcılar adeta teknoloji fuarına gelir gibi gelmişti. iPhone 15 Pro Max, Samsung Fold serileri, ultra yüksek çözünürlüklü tabletler... Hatta biri üç telefonla gelmişti, biri kişisel, biri iş için, diğeri... sanırım sürdürülebilirlik için. . O an anladım: Gezegenin bizden istediği şey muhtemelen “daha yeni bir işlemci gücü” olmalıydı.
Ben hâlâ 3 yıl önce aldığım, pili %78'e düşmüş telefonumla sessizce kenara çekildim. Teknolojik olarak geride kalmış ama vicdani olarak çok öndeydim belki de. Ya da sadece fakirdim, bilemedim.😛
Daha Yeni = Daha Çevreci (!)
Yanıma oturan şık giyimli beyefendi, hemen yeni aldığı kulaklıkları tanıttı. "Geçen yılkinden çok daha çevreci," dedi.
Sustum. Gülümsedim. Ama merak ettim:
— Peki eski kulaklık ne oldu?
— Onu attım. Bu daha sürdürülebilir.
Beynimin içinde küçük bir ironi alarmı çalmaya başladı. Nası yaaa? “Atmak” ve “sürdürülebilirlik” kelimeleri cümle içinde bu kadar uyumlu olmamalıydı. Ama burası da Türkiye, her şeyin yerini bir şekilde bulduğu bir ülke sonuçta.
İkinci Telefona Hikâye, Birinci Telefona Vicdan
Konferans başladı. Işıklar kısıldı. Sahneye çıkan konuşmacı duru bir ses tonuyla seslendi:
“Artık daha az tüketmeli, doğayla uyum içinde yaşamalıyız.”
O sırada önümdeki kişi, bu derin sözleri iki telefonuyla eş zamanlı olarak instagram hikâyesi yaptı. Gerçekten de ne kadar da uyum içindeyiz… Hem doğayla hem sosyal medyayla. Hem az tüketiyoruz hem çok paylaşıyoruz. Bu dengeyi sağlamak da bir yetenek tabii.
Yanımdakinin telefonu bildirim sesiyle çaldı: Yeni bir alışveriş uygulaması, “sürdürülebilir yaşam ürünlerinde %50 indirim” bildirimi göndermişti. İroniler evreni bizden keyif alıyor gibiydi.
Geri Dönüştürülmüş Paradokslar
Etkinlik sonunda katılımcılara hediye olarak 300 sayfalık kalın bir broşür verildi. “Geri dönüştürülmüş kağıttan yapılmıştır” notu da büyük puntolarla kapağa işlenmişti.😎
Broşürü elime aldım, tarttım. Muhtemelen bir ağacın üç kuşaklık soyunu içinde barındırıyordu.
Ve o an düşündüm:
Acaba gerçekten sürdürülebilir olan şey fikirlerimiz mi, yoksa tüketim arzumuz mu?
Yoksa biz sadece, daha fazla tüketmenin yolunu vicdan rahatlatan etiketlerle süsleyerek mi sürdürüyoruz?
Asıl Tükenmekte Olan
Sürdürülebilirlik konuşmak kolay. Tüketimi sorgulamak ise biraz konforsuz.
Ama belki de artık “çevreci” etiketlere değil, “dürüst” aynalara ihtiyacımız var.
Çünkü dünya elbet bir yolunu bulur. Asıl tükenmekte olan şey, bizim çelişkilerle dolu tutarsızlıklarımız olabilir.
Ve içimden şu cümle geçti:
“Dünya değil, belki de bu çelişkiler yumağıdır asıl tükenmekte olan.”
dr. cem çetin
Müthiş bir anlatı. Harika tespitler... Kalemine sağlık. Duygularıma tercüman oldu.
YanıtlaSilTeşekkür ederim Hasan Bey. Sürdürülebilirlik adına bir şeyler yapıyorum bende işte 🤣
Sil