her daim yeni başlayanlara
iç denetimin ilk günlerinde günlük gerçekten de acayip bir moralizeydik.. yani coşku had safhadaydı.. eğitimlerin biri biterken diğeri başlıyor.. gün görmüş eyvan geçirmiş üstatlar bize tee anglosakson memleketlerindeki uygulamaları anlatıyorlardı zevkle ve bir görev bilinci içersinde.. bizde de olur mu ki diye düşünmüyorduk bilem.. imanımız kaviydi.. şüpheye yer yoktu.. ve sonra ışıklar biraz azaldı sanki.. zaman içinde ortam loşlaştı.. nayır nolamaz göremiyorum olayına girdik en ediz hunundan .. keza çarşı öyle değildi.. beklentiler.. beklenmeyenler.. hiçbir şey istemeyenler.. her şey çok farklıydı bize anlatılandan.. seyrü sülükte devam eden bazı iç denetçilerin cezbe halinde yaptıklarını dinledik sonra.. menkıbe tadı vardı hepsinde.. programı onaylanmadığı için idare mahkemesine dava açan duydum mesela ya da yine programı onaylamayan üst yöneticinin arabasının önünü kesenleri işittim.. cezbe halinin dışa vurumu diye niteledim hepsini.. ve dilden dile aktardık bunları sonra.. ...