sevgili hayat

ve şimdi aksarayı özlüyorum.. 🎵

yine bir öğleden sonra dersin son anları.. birazdan zil çalacak.. hafiften arkana döndün.. yüzünde pertevniyal rengi.. buraları hepten boyayan bir renk bu adeta.. ve demin cam kenarına konan güvercini işaret etmiştin, sol gözünü hafifçe kırparak😉.. mürüvvet hocaya yakalanma riski altında üstelik.. gözünden bir şey kaçmayan mürüvvet hocaya.. ve az sonra hafifçe arkanı dönmen ve  bana bakman yeni bir uyarı almak pahasına.. 

böyle giderse fizik dersini hiç tamamlayamacağız.. her maç kırmızı kart gören futbolcu gibi.. gerçi benim şikayetim yok.. senle olduktan sonra.. ve biliyor musun o zaman da bunları hep yaşamak isteyeceğim bir geçmiş için yaşadığımı hissediyordum.. 

ve sonra zil çaldı ve bu kez normal bir şekilde, önceden atılmadığımızdan, diğer öğrencilerle birlikte çıktık dersten.. koridor kalabalık ve biz yan yanayız.. "kadın haklı aslında" dedin birden.. "biz de çok oluyoruz".. "iyi de eğlence esastır"😁 diye karşılık verince yine muzipçe gülmüştün.. bu kez tam bir yenibahçeli gülüşüydü bu.. katip muslihiddin taraflarından esen.. “neyse ne” demiştin.. “üniversite daha eğlenceli olur belki” kelimeleri dökülmüştü dudaklarından..  

o an bir biraz tadımız mı kaçtı ne.. ayrılığı düşündük ilk kez.. başka yerlerde olmayı.. haftanın beş günü aynı çatı altında olamamayı ve pertevniyalin şefkatli kollarından uzak kalmayı.. "ne garip" demiştin.. "büyümek ne garip".. "ve gitmek".. “her şey akar” diye de eklemiştin.. “bir anlam aramak şart mı” demiştim.. “her şeyde vardır” demiştin.. “sen ve ben ve pertevniyal ve bu çatı ve aksaray.. bunlar rastlantısal olarak yan yana gelemez”.. fizik bilginle olduğu gibi metafizik yönünle de baş edemeyeceğimi o an anlamıştım.. ve garip bir duyguydu bu.. “o çok akıllı, uzak dur”😎 diyen arkadaşın ne demek istediğini şimdi anlıyordum.. ancak hiç hak vermiyordum.. “akıllı” olmana değil, bundan ötürü senden uzak durmam gerektiğine hak vermiyordum.. gözlerindeki parıltıydı bilakis beni cezbeden.. ve birlikte eğleniyor oluşumuz.. saatlerce insanların pek dikkat etmediği şeyleri konuşup, senin tabirinle “hunharca” gülmemiz.. 

pertevniyalin ana kapısından çıkarken ve etrafımızdaki öğrenci yoğunluğu giderek azalırken bir hayalden bir hayale varır gibi hissediyordum.. her sabah bir bayramdı ve akşam eve dönüş için topkapı otobüsüne binişimiz bayramın son anları gibiydi.. ve son durak.. "çocuksu hayallerimizden aşırılan bayramın" bitişiydi.. ve son bir bakış.. yarına kadar.. ve yarının olacağına mutlak bir şekilde inanmak.. içinde sen olan bir yarının olacağına.. üç yıl boyunca.. üç güzel yıl.. “yaşamak ve sevmek için” geçen üç yıl.. bitmemesi gereken üç yıl… 


“Let's make a past we all wanna relive

Let's make a memory we don't wanna forget

And sing that we were born to live and love

To give love so I

Live like I'm losing and holding on for dear life🎵



 

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim