çok çalışmak gerçekten çok çalışmak mıdır?

 İşlerin hayırlısı ifrat ve tefritten azade, mutedil olanlardır

Hadis

selam günlük.. bugün seninle çok çalışma kavramı üzerinde durmak istiyorum.. çok.. öylesine ki gecelere kadar.. böyle bir kavram var, kutsanan.. ve daha da önemlisi böyle yaptığı için başarılı bulunan bir insan tipi var.. hele bir de yöneticisi ise bu kişi işte o zaman şakşakçılar için bir yalakalık göstergesi olarak ortaya çıkar bu durum.. o kişiyi anlatırlar duygulu duygulu.. gözlerinde yaş, kalplerinde sızı.. ve kurdukları cümle genelde şu kalıpta olur “sabah namazında işe gelir, geç vakitlere kadar çalışır”.. “yemek bile yemez”.. şu bu.. ben böyle abartılı övgülerini dinlediğim insanlara yakından bakınca genelde koca bir boşluk görürüm nedense.. kocaman dipsiz, anlamsız ve kupkuru bir boşluk.. acınası bir hal.. genelde bir patolojik durum vardır günlük bu tip davranışın gerisinde.. kayda değer bir özel hayatı yoktur mesela bunların çoğu kez.. pek istenesi biri değildirler.. sadece makamlarındakiyken insanlar onlara yakın olmak ister.. dahası bunun farkındadırlar.. yani kendilerini kendileri yapan şeyin pozisyonları olduğunu.. bu yüzden de sıkı sıkıya sarılırlar..

bunlarda epeyce bir parça da püriten ahlak algısından etkilenmişlik vardır.. söz konusu kuram bunlara iyiden iyiye işlemiştir.. weberci öykünmelerin plastikleştirilerek ithal edilmesi sonucu yerleşen bu algı, aslına bakarsan anadolu irfanı karşısında çok sakil durur.. (anadolu irfanını başka bir yazıda konuşalım günlük..)

dediğim gibi günlük bu psikoloji aslında patolojiktir.. ancak zararı kendisi ile sınırlı kalmaz.. çünkü aslında “çok çalışan biri olma” kimliği bir tür perdelemedir.. ve giderek etrafındaki insanların huzurunu bozan bir hale gelir.. bu tür kişi için kendisi biriciktir, çünkü o çok çalışmaktadır.. bu sonuç gayet normaldir.. keza batının kavramlarını transfer edilirken bunları eğerek bükerek aldığımızdan bağlamı gözden kaçırırız.. çok çalışmak ama ne için?.. sorusunu sormayız.. ya da daha da önemlisi çok çalışmayla sonuç arasındaki korelasyona dikkat etmeyiz.. oysa ki neoklasik kurama göre değer faydayla ölçülür.. yani senin çalışman bizatihi bir anlam taşımaz.. “sonuç ne” o önemlidir.. ve işte bu tür kişilerin en büyük zararı firmalarına/kurumlarına olur.. keza onun bunun işine sarkarlar.. alakalı alakasız rol çalarlar.. en aşağıdan en yukarı kadar herkesin işinde gözleri vardır.. bunların anlamadığı iş yoktur.. herkes kendilerine sormalıdır.. ve maalesef hükümranlıkları bazılarının bir katla, bazılarının bir binayla, bazılarının ise bir bahçenin duvarıyla sınırlıdır…  




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim