coronanın düşündürdükleri: ne umduk ne bulduk?


kimilerine göre tarihe tanıklık eden günlerden geçiyoruz günlük.. çok farklı şeyler söyleyenler var.. milattan önce milattan sonranın yerini coronadan evvel ve sonraya vardıranları bile okuyoruz.. hayal kırıklığının bini bir para kiminde.. neymiş efendim 2020’lerde uçan arabaları deneyimleyeceğimizi düşünüyorlarmış da karşımıza “nasıl el yıkanır” adlı kamu spotları çıkmışmış.. geleceğe yönelik tahminler de birbirinden çok ayrı.. kimisi –komplo teorisi bağlamında- olayın insan işi bir virüs olduğu ve de dünyayı tek bir devlet haline getirmek isteyenler tarafından geliştirildiği iddiasında.. kimi ise olup bitenin ardından daha milliyetçi-devletçi üniter modellerin güçleneceğini söylüyor.. oldukça uç görüşler var yani..
ben ne mi düşünüyorum?.. tabii ki önemli olan benim ne düşündüğüm günlük😉, teşekkür ederim.. bu doğal bir gidişat gibi geliyor bana.. 80’lerde başlayan, milenyumla hızlanan anlayışın bir uğrağı yani.. evet bu olayın arka planında ekabirlerin sık sık dem vurdukları ve epizotlara ayırmaktan hoşlandıkları sanayi 3.0, 4.0, sonunda da toplum 5.0 gibin hususlar kısaca teknolojinin etkisi büyük.. zaman akıyor ve biz zaman denen nehirde devinip duruyoruz.. tek düğmeli radyoları da akıllı telefonu da gören bir nesil için (üstelik bunu hayatın olağan akışı içinde yaşayan) bu çok da şaşırtıcı değil aslında.. evet biz sokakta oynayan son nesildik😓 ve bizden sonra çocuklar (sınavlara hazırlanan bir at yarışı haline getirilmeleri, betonlaşma vb.) çeşitli gerekçelerle önce zorla, sonra da tabletleşme ile birlikte gönüllü olarak evlerinde kaldılar.. bu bağlamda geçen bir abimin dediği gibi ya bizim zamanımızda corona ve evde kalma zorunluluğu olsa ne yapardık, sokakta oynamaya alıştığımızdan fıttırırdık kesin.. 😱şimdiki çocuklar ise aşılı.. zaten evdelerdi.. yine aynı şekilde biz bir iş yapmak için işlem maliyetlerine katlanan son nesildik.. söz gelimi otobüs bileti (uçağa binmek biz "küçükkene" sadece bir hayaldi onun için anmıyorum bile) almak için evden çıkar, minibüse biner, acentaya gider, bileti kağıt olarak alıp bedelini cebimizden çıkardığımız yine kağıt olan paralarla ödeyen son kişilerdik.. ama (diğerlerinden ziyade 80’lerde yaşayanlara has) hemencik adapte olma özelliğimiz sayesinde biletlerimizi (hem bu kez uçak dahil) internetten almayı da öğrenebildik.. hem de nasıl öğrendik.. gören bizi işlemlerimizi hep netten yapıyoruz zehabına kapılır cinsten bir doğallıkla..
şimdi bu vaka elbet çok şeyi değiştirecek.. endüstri ilişkileri en başta değişecek bence.. Allah bilir, insanların fordist kitle üretimini anımsatır şekilde hep birden sabah 7 de yollara dökülüp, 8’de mesaiye başlayıp, 12’de hep birlikte yemeğe çıkıp, saat 17 paydosuyla evlerine döndükleri bir iş yaşamı olmayacak.. büyük binalar, görkemli plazalar birden anlamsızlaşacak.. bunun önemli bir faydası petrole ve vesaitlere olan talebin düşüşü, betonlaşmanın azalışı, ağzına kadar dolu gardıropların anlamsızlaşması sonucu daha az deterjan, su kullanımı şeklinde kendini gösterecek.. büyük makam odalarının vb. yerini açık ofisler alacak.. genelde evde, orada burada çalışan insanlar, ancak ihtiyacı olunca gelecekler ve açık ofiste boş buldukları masaya oturup, işini bitirdikten sonra –herhangi bir mesai sınırlaması olmaksızın- çekip gidecekler.. ve bazı mesleklerin ölmesine karşın yepyeni meslekler doğacak.. 
bütün bunlar performas açısından güzel belki ama esas sorun ortadan kalkmayacak.. belki daha da derinleşecek: insanın anlam arayışı.. “an”lama daha önce hiç olmadığı kadar önemli hale gelecek.. ve insanlık bu anlama sancılarıyla belki o zaman insan2.0, 3.0 neyse artık ona yükselme sürecine girecek…


Yorumlar

  1. tebrikler cem yine kendine özel uslup ve tespitlerde bulunmuşsun... bir daha ki sefere olayın soyal ahlaki ve dinsel boyutunu da değerlendirmeni bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim üstadım.. sizden bunları duymak çok mutluluk verici.. fizik dünyaya etkilerini bitirip metafizik alana etkilerine öyle girmeyi düşünüyorum.. gerçi son paragrafta bir ipucu verdim aslında :)

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

andrea corr

bakırköydeydik çok emindim