atikvalde'den atikali'ye
"iftardan önce gittim atik-valde semtine,
kaç def'a geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,
sessizdiler. fakat ramazan mâneviyyeti
bir tatlı intizâra çevirmiş sükûneti..."
yahya kemal bu şiirinde üsküdardan
bakmaktadır istanbula.. ama nedense ben bu şiiri okuduğumda aklıma fatihteki atik
ali mahallesi gelir.. ahmet rasim lisesi, nişanca ve oradan vardığımız fevzi
paşa caddesinden karşıya geçip de hırka-i şerif caminin yanından uzanıp
keçeciler caddesinden, o dar, eski evlerle ve metruk çeşmelerle süslü o
tarihi caddeden geçerek kahılbağı (sonradan adı kahılbaşı) sokağına ulaştığımız
o günler hatırıma gelir.. bu gezilerimde ben henüz daha 8-10 yaşımdayımdır ve
yanımda ya annem ve teyzemler ya da dayım vardır.. eğer teyzemler ve annem
varsa yanımda bu demektir ki çarşamba pazarından geliyoruzdur.. yok eğer dayım
varsa o gün cumartesidir ve dayımın cumartesi günleri yarım gün çalıştığı işine
gitmişimdir ve beraber eve dönüyoruzdur.. aslında belki de böyle
hissedişimin gerisinde yaşamadığım, sadece annemden dinlediğim hikayelerin de
payı vardır.. annem küçük bir çocukken bu yollardan geçerek ananesine gittiğini
belki de onlarca kez büyük bir zevkle anlatmıştır ve belki de ben buradan
bir rol çalma telaşesi içinde davranış sergiliyorum.. işin garibi yıllar geçip
de bir muaasebe denetmeni olarak ilk denetim için fatih malmüdürlüğüne giderken
de aynı şeyleri neredeyse aynıyla hissetmiş olmam.. ancak bu kez farklı aktörlerin
katılmıyla.. muaasebe denetmeni canlarla fatihte bulunuşum yeni; fakat aldığım
koku yıllar öncesine ait.. öğlenleri ve mesai çıkışlarında bu kez yanımda
muassebe denetmeni arkadaşlarım olduğu halde aynı yerde geziyorum.. geçmiş,
şimdi, yarın hep yanımda hep bir gibi.. öyle veya böyle
atik aliden inen yokuşta ben eski anıları duyarım her daim ve bir koku sarar
etrafı eski güzel ve mutlu günleri anımsatır bir şekilde buram buram...
Yorumlar
Yorum Gönder