denetim günlükleri: yapıcı tatminsizlik mesleki şiardır

bugün iç denetimde yapıcı tatminsizlik kavramı üzerine paylaşım yapmak istiyorum sevgili günlük.. "ne bu yaw yeni kavramlar mı uyduruyorsun.. “zate” son on yıldır yaşadığımız mesleki kavram sağanağından bıkmışım ha" dediğini duyuyorum.. evet yeni kavram çerçevesinde anlatacağım konumu.. şimdi mesleğe yeni başladığımızda eski alışkanlıklarımıza uygun hareket etmeyi bir yere kadar mantıklı buluyorum.. bu bağlamda “teftişçilik” anlayışının yanı sıra denetim konularını da handiyse hepten aldık ve denetim evrenimizi bunlardan oluşturduk.. tilkinin kırk türküsü var kırkı da tavşan (buradaki tavşanın benim minik, sevimli tavşanımla hiç bir alakası olmayıp salt atasözü olması bağlamında şey edilmiştir 😅) üstüne derler ya o minval bizler de yok maaştı, ayniyattı, ihaleydi, alımdı, satımdı diyerekten günlerimizi geçiştirdik, raporlarımızda verdik veriştirdik.. aynı türküleri söylemeye devam ediyoruz ha yanlış anlama yani.. bu yazıyı her şeyi halletmiş de ahkam kesen biri gibi yazmıyorum.. bir aydınlanma filan yok hali hazırda henüz.. neyse bunlar bir süre sonra tatminsiz olmaya başladı gibi geliyor.. ve bu aslında doğru kullanılabilirse oldukça müspet bir tatminsizlik durumu.. yapıcı tatminsizlik adı da buradan geliyor “zate”.. yani şimdi bir aktör/artist düşün.. hep kötü adam oynuyor.. sürekli bir elinde tavuk butu “muahhaha, gebereceksiniz” repliği.. ya da tam tersi.. oyuncumuzun hep güzel hep çiçek her rolü.. ve “senin annen bir melekti yavrum” geyiği.. bu durumda ne diyoruz?.. adam/kadın başka bir oyun oynamıyor.. rol üzerine yapışmış.. işte biz de sanırsam fazlasıyla bu yoldayız.. nerden mi anlıyorum?.. genel faaliyet raporunu tetkikten.. işte bu badireden kurtulmanın yolu yapıcı tatminsizliği bağrımızda bir yangın gibi hissedip, bunu fikir-eylem birlikteliğine dönüştürmekten geçiyor.. söz gelimi üniversitede mi iç denetçiyiz.. artık kurumun gerçek faaliyetlerine değer katmak için çaba harcamalyız.. yani inşaat, taşınır vb. denetimler değil bizim için önemli olan eğitimin kalitesi, öğreci sorunları, öğretim çıktıları, akreditasyon süreci, bilimsel projelerin denetimi olmalı.. bunlar zor mu?. zor.. aykırı mı aykırı.. ancak tatminsiz bir ruhunuz olunca zor da aykırı da pek bir engel olarak gelmiyor.. tabii tatminsiz "derkene" yapıcı tatminsiz bir ruhtan bahsediyorum.. belki de iç denetçilerin sahip olması gereken en temel nitelik standardından.. (kim bilir 1230 – Sürekli Meslekî Gelişim Standardının açıklamasına dahil edilir ilerde, davranışsal denetim anlayışındaki gelişmelerle birlikte).. 

öyleyse tatminsiz olun; çünkü tatminsizlik yerinde kullanılırsa faydalıdır…


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

mesleğin adı

666 gölgesinde iç denetçi

#iyikiKIDDERvar