geçenlerde Türk Edebiyatı
Vakfı'nda Kemal Yavuz Hocayı dinledim.. Konu Fuzuli'de Peygamber Sevgisi idi..
tabii olarak şair hakkında derin bir malumat verdi hoca.. her şeyden ziyade
aklımda kalan sanat adamlarının eski dönemlerdeki yaşam mücadelesi oldu..
maişet derdi her daim bellerini bükmüş bu insanların.. kimi zaman olmuş
şiirlerle övdükleri krallar, sultanlar kendilerine değer vermemiş, kimi zaman
ise Fuzuli'ye olduğu gibi padişah (Kanuni) maaş bağlatmasına rağmen bürokrasi ödeme yapmaktan
imtina etmiş (bkz. Fuzuli'nin Şikayetname eseri).. hep bir patronaj aramış
sanatkar devletlülerden, Halil İnalcık'ın Şair ve Patron adlı eserinde belirttiği
gibi.. he bu sadece doğuya has sanılmasın batıda da durum farklı değil.. şimdi
düşününce zamanımızda -benzer durumlar olsa bile- düşün ve sanat adamlarının,
özellikle üniversiteye kapılananlar için konuşuyorum, bir hareket
serbestisi var.. sonuçta bürokratik devlet mevzuat eksenli çalışıyor ve maaşlar her
ayın 15'inde tıkır tıkır hesaba yatıyor.. yani ona buna ağız eğmeden "geçinmek"
mümkün.. haa şimdilerde neden o zamanlardaki gibi başyapıtlar çıkmıyor o ayrı
bir araştırma konusu.. (?!) şimdi o kadar edebiyat sohbeti dinledin de aklında bir
bu konu mu kaldı diye soranlar olabilir.. 😆 yani sonuçta ben bir iktisatçıyım
ve iç denetçiyim ve her konuyu bir şekilde bu açıdan değerlendirmem normal gibi
görünüyor.. ne demişler "tilkinin kırık türküsü varmış, kırkı da tavşanla
ilgili" oo yoo gene tavşan dedim bu arada.. durum giderek patolojik bir
mahiyette tezahür etmeye başladı 😉okrasi
ödeme yapmaktan imtina etmiş (bkz. Fuzuli'nin Şikayetname eseri).. hep bir
patronaj aramış sanatkar devletlülerden, Halil İnalcık'ın Şair ve Patron adlı
eserinde belirttiği gibi.. he bu sadece doğuya has sanılmasın batıda da durum
farklı değil.. şimdi düşününce zamanımızda -benzer durumlar olsa bile- düşün ve
sanat adamlarının, özellikle üniversiteye kapılananlar için konuşuyorum, bir
serbestisi ve hareket alanı var.. sonuçta bürokratik-devlet mevzuat eksenli
çalışıyor ve maaşlar her ayın 15'inde hesaba yatıyor.. yani ona buna ağız
eğmeden "geçinmek" mümkün.. haa şimdilerde neden o zamanlardaki gibi
başyapıtlar çıkmıyor o ayrı bir araştırma konusu.. şimdi o kadar edebiyat
sohbeti dinledin de aklında bir bu konu mu kaldı diye soranlar olabilir.. smile ifade simgesi yani sonuçta ben bir iktisatçıyım ve iç
denetçiyim ve her konuyu bir şekilde bu açıdan değerlendirmem normal gibi
görünüyor.. ne demişler "tilkinin kırık türküsü varmış, kırkı da tavşanla
ilgili" oo yoo gene tavşan dedim bu arada.. durum giderek patolojik bir
mahiyette tezahür etmeye başladı smile ifade simgesiokrasi ödeme yapmaktan imtina etmiş (bkz.
Fuzuli'nin Şikayetname eseri).. hep bir patronaj aramış sanatkar devletlülerden,
Halil İnalcık'ın Şair ve Patron adlı eserinde belirttiği gibi.. he bu sadece
doğuya has sanılmasın batıda da durum farklı değil.. şimdi düşününce
zamanımızda -benzer durumlar olsa bile- düşün ve sanat adamlarının, özellikle
üniversiteye kapılananlar için konuşuyorum, bir serbestisi ve hareket alanı
var.. sonuçta bürokratik-devlet mevzuat eksenli çalışıyor ve maaşlar her ayın
15'inde hesaba yatıyor.. yani ona buna ağız eğmeden "geçinmek"
mümkün.. haa şimdilerde neden o zamanlardaki gibi başyapıtlar çıkmıyor o ayrı
bir araştırma konusu.. şimdi o kadar edebiyat sohbeti dinledin de aklında bir
bu konu mu kaldı diye soranlar olabilir.. smile ifade simgesi yani sonuçta ben bir iktisatçıyım ve iç
denetçiyim ve her konuyu bir şekilde bu açıdan değerlendirmem normal gibi
görünüyor.. ne demişler "tilkinin kırık türküsü varmış, kırkı da tavşanla ilgili" oo yoo
gene tavşan dedim bu arada.. durum giderek patolojik bir mahiyette tezahür
etmeye başladı smile ifade simgesi
"Fuzuli’nin ‘Şikayetnamesi’,
patronun keremine el açan her şairin, hayat trajedisini özetler. Burada, güçlü
mevkilerde oturan patronların, alçaklarda yaşam kavgası veren ruh zengini
fakirlerle bitmez tükenmez karşılaşması var.”
Yorumlar
Yorum Gönder