Kayıtlar

Temmuz, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yöneticiler için yapay zeka

Resim
Yöneticiler için yapay zeka kitabını doğrusunu söylemek gerekirse moda bir olguyu içeriyor diye okudum.. keza makine öğrenmesi, yapay zeka son zamanlarda ağzı olanın konuştuğu bir konu.. söyleyecek sözü olmayan “yapay zeka bilen insanlar gerekiyor, makineler bizi kıskıvrak saracak, artık işte güçte akademide bu şekilde çalışmak iktiza eder" şeklinde avudunu şişire şişire konuşuyorlar.. ve dahi doğru bir özü olmayan nice kimseler birilerini değersizleştirmek istediklerinde “sen yapay zeka biliyon mu” şeklinde çemkirmeler sergiliyorlar.. neyse konumuz  elifi görse mertek sanan  bu kimseler değil elbette, bu yazılmış ancak zamanını bekleyen bir yazının konusu!.. Dönelim Döfler’in kitabına.. eser orijinal adının farklı Türkçeleştirilmesinden mütevellit bir anlam kayması intibaı uyandırıyor.. keza ilk bakışta bir yönetici yapay zekadan nasıl yararlanır sorusuna cevap bulabileceğini sanıyor insan.. yani teknik bir okuma yapacağını umuyor.. ancak okumaya başlayınca ele alınanın olgunun

Orvieto: Kalbimin Gölgesinde Bir Masal

Resim
floransayı geride bıraktık bir sabah.. masallar şehrini..medicileri, piti sarayını, arno nehrini ve üzerindeki zarif Ponte Vecchio’y u.. san marco meydanını.. bir sabah otobüsümüze bindik ve geride bıraktık.. daha güzellerini görmek için belki de.. “her arayan bulamasa da, bulanlar mutlaka arayanlardır” fehvasınca.. az gittik uz gittik.. hedefimiz tüm yolların vardığı yer olan Romaydı.. ancak ve filhakika iki şehrin arasındaki inci tanesi beni benden aldı: Orvieto.. neymiş bu Orvieto be ya şaştım kaldım doğrusu.. bu tepelerin üzerindeki şirin kasabaya.. Orvieto, adını ilk kez duyduğumda, bir peri masalının büyülü diyarına seyahat ediyormuşum gibi hissettim.. ve aslında bu his, hiç de yanlış değildi.. bu küçük kasaba, doğanın kalbinin attığı, tarihin ruhunun soluklandığı ve insanın ruhunu dinlendirdiği bir yerdi.. Orvieto'ye bir finiküler vasıtasıyla çıkılıyordu.. bu heybeti bir kat daha arttıran bir yolculuktu doğrusu.. İtalyanlar, kavimler göçünden korunmak için dağlara taşlara

bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

Resim
ve bulgular ormanında yalnızsındır çoğu kez.. yılın her döneminde ya da her denetim döneminde.. önceleri bulma telaşesi sarar, dört yanı.. daha doğrusu gözden kaçırma endişesi.. sonra belirginleşir.. liman görünmüştür.. bu kez yanaşma telaşesi sarar.. acaba yazabilecek misindir.. "kimin hakkında yazamıyorsan iktidar odur" diye bir laf var ya.. boş değil hani.. bir kamyon anlam yüklü..  bazen yazasın gelir her şeye rağmen, şöyle bir yaslanırsın geriye, dayanırsın koltuğa.. eskileri düşünürsün.. bırakıp gidenleri.. üstatları .. şan ve şeref dolu meslek günlerini.. coşkun zamanları.. ve birden irkilirsin.. aktüalite sarar her yanı.. gerçekler vardır.. bir de onlardan daha geçerli olan post gerçeklik vardır.. ve o an içinde bir ikircilikli durum başlar..  birilerinin başındaysan düşünmen gereken çok şey vardır.. o vakit ikilemin artar.. belki üçülem, beşilem gibi bi şi olur.. hani o sabahları yolda gördüğün; olana bitene, sebep olana, seyirci kalana bela okuyan kadının sesi yankı

tempra sevimsiz bir arabaydı

Resim
bazı insanlar hep seninledir günlük.. ne kadar yoğun olsalar da onlardan mutlaka vefa görürsün.. buna karşılık bazıları için sadece faydalı olduğunda iyisindir.. bunlar tam neoklasik iktisatçılar mezhebindendirler.. nitekim neoklasiklere göre kıymet (marjinal) faydayla ölçülür.. ilk başlarda gayet insancıldırlar.. sana soru sorduklarında öyledir, özellikle denetim elemanıyken.. az bilerek gelirler, öğrendiklerini sanarak yükselirler, çoğu kez koltuk değnekleriyle.. “yükselerek arşa değer belki başım” (bu başlıkta bir kitabım dönem sonunu beklemekte) bu tür insanların temel düsturudur.. bunları alelade bir mahalle ortamında da görürsün.. önemli, ciddi,  idari ya da bilimsel kurumların başında da.. mahallede mutlaka görmüşsündür sevgili günlük.. sana abi diyen sümüklünün, bir şekilde talihin kendine güldüğü (ya da bir süre sonra bu gülmenin illegal işlerden dolayı bir hapisi müjdelemesi nedeniyle ağladığı) zaman dilimlerinde sana adınla hitap ettiklerini görürsün.. siz diyen sen der..