bulgular ormanında özü başına (beni denetim mezarlığına gömün bölümünden)

ve bulgular ormanında yalnızsındır çoğu kez.. yılın her döneminde ya da her denetim döneminde.. önceleri bulma telaşesi sarar, dört yanı.. daha doğrusu gözden kaçırma endişesi.. sonra belirginleşir.. liman görünmüştür.. bu kez yanaşma telaşesi sarar.. acaba yazabilecek misindir.. "kimin hakkında yazamıyorsan iktidar odur" diye bir laf var ya.. boş değil hani.. bir kamyon anlam yüklü.. 

bazen yazasın gelir her şeye rağmen, şöyle bir yaslanırsın geriye, dayanırsın koltuğa.. eskileri düşünürsün.. bırakıp gidenleri.. üstatları.. şan ve şeref dolu meslek günlerini.. coşkun zamanları.. ve birden irkilirsin.. aktüalite sarar her yanı.. gerçekler vardır.. bir de onlardan daha geçerli olan post gerçeklik vardır.. ve o an içinde bir ikircilikli durum başlar.. 

birilerinin başındaysan düşünmen gereken çok şey vardır.. o vakit ikilemin artar.. belki üçülem, beşilem gibi bi şi olur.. hani o sabahları yolda gördüğün; olana bitene, sebep olana, seyirci kalana bela okuyan kadının sesi yankılanır kulaklarında.. “yani şimdi sen gidiyor musun?" dersin bulguna.. "bizi öpmeden mi gidiyorsun?..” her şeye rağmen son bir çabadır beynini saran.. bir akdeniz akşamının kuru havası dolar ciğerlerine.. oralarda yani akdenizde mesleğin başlarında anlatılanları anımsarsın.. güzel günlerdi dersin.. güzel vaazlardı.. “vaizler halkı mutlu eder..” 

yazılamayan bulgu öksüzdür.. kol kırılır yen içinde kalır söylemince bağlanmıştır.. bağlam nedir?.. bulgunun katili olmaktan başka.. alî menfaatler de öyle bi şeydir herhâlde.. ve sonra ve önce ve bu nedenle ve bu sonuçla ve "eskiden olsa" dersin.. o "kutlu zaman dilimine" öykünürsün.. bulgu orada durur aslında çok uzakta değildir.. atmacalardan korunmak gerekir der sana biri.. bulgu çok küçüktür.. sen çok naifsindir.. gerçek hayat badirelerle doludur.. ve her şey bulgudan ibaret değildir.. bir bulgu da hani sadece bir bulgu demek değildir...

ne demiş şair; 

benim belki de gizli bir bildiğim var..

elbette ağlarım benim can kırıklarım var..





Yorumlar

  1. Naiflik hem ekşi, dilimde kekremsi, hem de ferahlatan bir mentollü kokusu gibi yaaa...

    YanıtlaSil
  2. Her denetçi "özü başına" yaşamaya mahkumdur. Ve bulgular denizi ferahladığı tek mecradır çoğu kez...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim Hasan Bey.. yorumunuzun yazıya dönüşmesini sabırsızlıkla bekliyorum.. takipçinizim...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

666 gölgesinde iç denetçi

andrea corr